Hava Durumu

‘İlahi adalet’ bu olsa gerek!..

Yazının Giriş Tarihi: 04.07.2022 12:43
Yazının Güncellenme Tarihi: 04.07.2022 12:58

İki yıl önce 7 Aralık 2020 tarihinde “Şapka düştü, kel göründü” başlıklı makaleyi kaleme almıştım. Bu makale pek çok ilgi gördü, Türkiye’de en az 60 ilde yayınlandı. Tam konu unutuldu derken “Kazandıklarımızın yanında, onurlu şerefli duruşumuzla kaybettiklerimizle de gurur duyarız” diye başlayan Oğuzhan Örer’den bir mail aldım.

“Gerçek ‘er ya da geç’ ortaya çıkar” derler. Ben de buna canı gönülden inananlardım. Oğuzhan bey, makalemde anlatmaya çalıştığım konunun bire bir yaşayanı olarak Türkiye’nin bir gerçeğini o kadar samimi ve içten anlatıvermiş ki o günleri yeniden yaşadım ve bana gelen maili sizlerle paylaşmak istedim.


“Masamın çekmecesindeki eski akademik kimlik kartı gözüme takıldı, arkasını çevirdim Rektör Ferhat Ecer imzasını görünce Google da bakayım bir gelişme var mı dedim, sizin yazınıza denk geldim.


2 yılı aşkın bir zaman geçmiş yazıdan, tıpkı hayatımın en güzel yıllarından silinen o uzun yıllar gibi. 20 yıl önce mühendislik fakültesinde Araştırma Görevlisi olarak başladığım, öğrencilik yıllarımda bile uluslararası sempozyumlar, Türk Hava Kurumu (THK) ile koordineli planör, yamaç paraşütü uçuş kursları düzenliyorduk. O yıllarda gelecekte önemli olacak dediğimiz insansız hava araçları konusunda tez çalışmamı ve bilimsel araştırmalarımı yapıyordum.


Ferhat Hoca’mızın da desteği ile prototip oluşturma aşamasına gelmiştik, Doktora programında aynı konuda devam edecek şekilde Erciyes Üniversitesi’nden kabul belgelerimizi de almıştık. 20 yıl sonrasında ne kadar önemli bir konuya eğildiğimizi üzülerek hatırlıyorum. Ferhat Hoca’mıza yapılan kumpas ile tek mağdur kendisi olmadı. Kumpas ve darbeciler bir kenara konulurken, ben ve benim gibilerin, gençliğinin, idealistliğinin, yarınlarının çalındığı bir noktaya gelindi. Tüm şartlar sözleşme süremizin devam etmesini gerektirirken, keyfi olarak iptal edilerek daha az belgeleri olan arkadaşlarımız devam etti. Ben ve aynı danışman hocanın asistanı iki kişi kullanılıp atılan birer gazoz şişesi gibi kapının önüne konulduk.


Hakkımızı yüce mahkemede arayalım dedik, orada da engellemelerle karşılaştık. Tüm yaşananları maziye gömüp hayatımıza kaldığımız yerden devam ettik. Bağlılığımızın yegane sahibi olan Allah ve mukaddes ülkem çok şükür farklı alanlarda başarılı bir profesyonel iş hayatı sağlamayı bizlere mümkün kıldı.


Hain darbe girişimi ile gazetede gördüğüm karakterler eski anıları hatırlamama neden oldu. Prof. Dr. Mahmut Dursun Mat, Makine Mühendisliği Bölüm Başkanı olarak sözleşmemin yenilenmeyeceğini yüzünde garip bir sırıtma ve bundan keyif aldığını belirten bir eda ile odasında bana bunu bildirdi. Bu benim için hayatımın son anına kadar unutamayacağım bir sahneydi. “Mahkemelerin bile adaleti sağlayamadığı bu dünyada bazı hesaplar ahirete kalır” dedim. Böylece teselli etmeye çalıştım kendimi. Gazete haberinde gördüğüm bir fotoğraf: Melikşah Rektörü Mat elleri kelepçeli, suratında o eskiden hep olan şapşal gülümseme gitmiş, bitkinlik, çaresizlik ve hainlik kalmıştı. “İlahi adalet dedikleri bu” dedim.


Evet akademik geleceğimiz çalındı, öğrencilerimiz profesör oldular, 20 yıl önce başlattığımız havacılık ve İHA projelerini bizim memleketimize sunma imkanımız olmadı. Ancak doğru bildiğimiz yoldan dimdik yürüdük. Şu anda bize yapılacak hiçbir şey yaşadığımız travmaları gideremez. Ferhat Hoca’m bizden daha ağır yaralar aldı. Bir kenara itildi, itibar suikastına uğradı. Umarım onun da, bizleri bu duruma düşüren vatan hainlerinin düştüğü durumu görüp biraz olsun kor gibi yanan yüreğine su serpiliyordur. Size de hakikatin dile getirilmesine vesile olduğunuz yazınızdan dolayı teşekkür ediyorum.”

++

7 Aralık 2020 tarihli "Şapka düştü, kel göründü" adlı köşe yazısına ulaşmak için aşağıdaki linki tıklayabilirsiniz.. 

ŞAPKA DÜŞTÜ KEL GÖRÜNDÜ 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
    logo
    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.