Hacı Bektaş Velî, Anadolu’yu aşkla mayalayan erenlerden biriydi. Horasan diyarından gelip Sulucakarahöyük’e yerleşen, engin bilgisi ve derin hoşgörüsüyle herkesin gönlünde taht kuran bir dervişti. Onun adı, sevgiyle, insanlıkla ve hikmetle anılırdı. Sarı Saltık ise Balkanlar’a kadar ulaşan göç yollarında halkı İslam’a çağıran, adaleti ve cesaretiyle tanınan bir alperendi. Bu iki büyük ruh, farklı diyarlarda doğmuş olsalar da kader onları aynı yolun yolcusu kılmış, dostlukları zamanla destanlara karışmıştı.
Bir gün Hacı Bektaş Velî, dostu Sarı Saltık’u görmek niyetiyle yola koyuldu. Uzun, zorlu yollar aşıldı, dağlar geçildi. Nihayetinde Bor’a vardı. Sarı Saltık’un yaşadığı yerde büyük bir sevinçle karşılandı. O gün, iki dost derin bir muhabbete daldılar. Söz, geçmişten bugüne aktarılan hikmetlere, halkın dertlerine, insanlığın yolculuğuna geldi. Fakat vakit ilerleyip de ezan okununca, Hacı Bektaş Velî abdest almak için su aradı.
Sarı Saltık, buruk bir ifadeyle:
— Ey aziz dostum, ne yazık ki Bor’un toprağı kuraktır, dedi.
— Halkımız uzun zamandır su sıkıntısı çekiyor. Kuyularımızda su azaldı, dereler kurudu. Çocuklarımız bile susuzluktan mustarip.
Hacı Bektaş Velî, bu sözlere üzülse de kalbinde bir ferahlık vardı. Gülümsedi ve asasını eline aldı.
— O halde birlikte yürüyelim, dedi.
İki dost, Bor’un topraklarında dolaşmaya koyuldular. Hacı Bektaş Velî, güneşin altın ışıklarının yeryüzünü aydınlattığı bir tepenin eteğinde durdu. Kalabalık bir çocuk topluluğu, su için dua ederek onların peşinden gelmişti. Hacı Bektaş Velî asasını toprağa vurdu ve gökyüzüne bakarak şöyle dua etti:
— Ya Rab, şu mazlum halkın feryadını duy ve bu toprağa bereket bağışla.
Ansızın, toprağın derinliklerinden berrak bir su fışkırmaya başladı. Suyun şırıltısı, çocukların neşeli çığlıklarına karıştı. Hacı Bektaş Velî, yüzünde huzurlu bir tebessümle suya bakarak dedi ki:
— Bu su, Bor halkına benim hediyem olsun. Çocuklar içtikçe sağlık bulsunlar. Bundan böyle bu su, Bektaş Suyu diye anılsın.
Bu keramet karşısında Sarı Saltık, minnettarlığını göstermek için Hacı Bektaş Velî’ye yöre halkının yetiştirdiği en güzel buğdaylardan armağan etti.
— Ey dostum, su hayattır, ekmek berekettir. Senin lütfunla bu topraklarda hayat ve bereket bir araya geldi, dedi.
O gün, Bektaş Suyu sadece bir su değil, dostluğun ve sevginin nişanesi oldu. Bugün hâlâ Bor’da o sudan içenler, onun Hacı Bektaş Velî’nin duasıyla coştuğuna inanır.