BAŞKAN ERDOĞAN ve DEĞİŞEN TÜRK DIŞ POLİTİKASI

Efendim hepimizin malumu dış politika denince özellikle aklımıza 2. Dünya Savaşı sonrası şekillenen dünya konjektürü aklımıza gelir.

2. Dünya Savaşı sonrası dünya iki kutuplu düzene girmişti. Şöyle ki Amerika ve NATO üyeleri ittifakı, Sovyet Rusya ve Varşova Paktı ülkeleri ittifakı.

90' lı yıllara kadar dünya ülkeleri diken üstünde olup, literatürde Soğuk Savaş dönemi yaşanıyordu.

90' lı yıllarda doğu Almanya ile Batı Almanya' nın birleşimi ve keza akabinde Gorbaçov' lu Sovyetler Birliği'nin dağılması ve Türki Cumhuriyetlerin kurulması dengeleri altüst etti.

Türkiye NATO' ya girdiğinden beri Batı' dan hiçbir fayda görmedi. Sadece Rusya saldıramadı o kadar. Bir denge politikasının içinde yoğruldu. Dibinde Rusya ya pas vermedi. Ancak ne ABD nede Avrupa Birliği ülkeleri de Türkiye ye sahip çıktı.

Esasen Türkiye de 10 yılda bir İhtilal, muhtıra gibi ağır siyasi, ekonomik buhranların çıkması da siyasi, askeri öz güvensizlik oluşturuyordu.

Bir keresinde Avrupa Birliği' ne üyelik müzakereleri sudan bahanelerle uzatıldı da uzatıldı. 60 yıl dile kolay. Türkiye hayal kırıklığına uğradı.

Oysa Türkiye den sonra Avrupa Birliğine üyelik müzakereleri yapan yaklaşık 20 ülke birlik üyeliğine tak tak alındı. Gibi...

Keza Türkiye garantör olduğu haklı Kıbrıs davasında, yani 74 Kıbrıs Barış Harekâtı evveli sonrası yine AB ve ABD' den hiç fayda görmedi.

Hatta harekât sonrası haksız yere "ambargoya" dahil edildi. Bu nasıl birlik ve beraberlikti. Oysa KKTC hususunda Türkiye resmi olarak garantör ülke konumunda idi.

Mamafih 3 Kasım 2002 de ezici bir çoğunlukla TBMM' nin üçte ikisini alan Ak Parti lideri Başbakan ERDOĞAN' ın balkon konuşması mesajında;

Hedef Avrupa Birliğine TAM ÜYELİK dedi. Seri halde fasılları açtırdı. Hepsini yerine getirdi.

Ancak Dil, Din, Irk uyuşmazlığının farkında olan Katolik AB ise kapalı kapılar ardında Ali- Cengiz oyununa başladı.

Başbakan Erdoğan ise yemedi bu hususu. Avrupa Birliğine resmen resti çekti. Yetmedi Davos'ta "One Minute" deyip dikkatleri üzerine çekti.

Yetmedi BM' de "Dünya 5' ten Büyüktür" deyip 2. ve 3. Dünya ülkelerini yanına çekti.

E- muhtıra ve 15 Temmuz hain darbe girişimini de boyun eğmedi. Yine Restini çekti. Avrupa, ABD, İngiltere, İsrail şaştı kaldı.

Parlamenter sistemin Türkiye de istikrarsızlık getirdiğini bilen Başbakan Erdoğan, MHP lideri Devlet Bahçeli'nin desteği ile Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçip, "Durmak yok, Yola Devam" dedi.

Hasılı kelam Savunma Sanayimizin %74' lük dışa bağımlılığını %10' na düşürerek bölgesinde ve dünya da güçlü bir Türk Silahlı Kuvvetleri meydana getirdi.

Başkan Erdoğan ne yaptı pekii?? Önce "Kazan Kazan" Politikası tahtında Rusya ile yakınlaştı. NATO' ya resti çekip S400 leri aldı.

Mersin'e Rusya tecrübesi ile Nükleer santralleri kurdurdu. Bunu ABD yakını Japonya, Fransa da yapabilirdi. Başkan Erdoğan eski Türkiye yok deyip, ihaleyi Rusya ya verdi.

Rusya ne yaptı? Putin'i ikna eden Erdoğan Azerbaycan, Ermenistan Karabağ savaşına gizli müdahil olup, (Türk İHA, SİHA desteği) 33 yıllık Karabağ işgalini bitirdi. Rusya lideri Putin Karabağ Azerbaycan'ın dedi. 33 yıldır Ermenistan'ın diyen Rusya' ya ne oldu??

Akabinde Erdoğan Astana buluşmaları ile Suriye çözümü için Rusya ile anlaştı. Amerika'ya eski Türkiye gibi esir, kanka, müttefik, olmadıklarını belli eden Başkan Erdoğan, Özgür Suriye Ordusunu Türkiye de kamplarda yetiştirip, günü geldiğinde sürdü zalim Esad'ın üzerine.

Başkan Erdoğan 40 yıllık siyasi tecrübesi, dehası ile yoğurdu üfleyerek yediği için, acele etmedi. Satrancı iyi kullandı.

Elimde tek mermi var. 12 den vurmak için sabırla beklemeliyiz dedi. Ve Azerbaycan Karabağ alınışı, Suriye Esad rejimi yıkılışında başarılı oldu.

Türkiye yüzyılı boşa söylenmiş bir vaad değil. İl sayılarımızın Musul, Kerkük, Misak-ı milli kızıl elma olmaktan çıktı.

Evet Türk dış politikası tamamen değişti. Türkiye' nin dünya da pasaportu dahi değerlendi. Ne Şam'ın şekeri, ne Arabın yüzü deyip duvarları Ortadoğu' ya örseydik, PKK / PYD güçlenecek Kürdistan kurulması ve Türkiye ye düzenli ordu ile saldırmaları an meselesi idi.

Artık tek sorun İsrail' in bölgede silinmesi veya etkisiz hale getirilmesi. Tek çıban egoist, mel'un, terör devleti lanetli kavim İsrail. Onu da Amig Ovası'nda kader bitirecek.

Arife tarif gerekmez.

Selam vesselam...