Hava Durumu

#Mhp

Medya Haber - Haberler, Son Dakika ve Gündem Gelişmeleri, Sağlık, Ekonomi, Siyaset, Yerel, Ulusal ve Global Anlık Haberler - Mhp haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Mhp haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Bahçeli'nin Öcalan çıkışına Erdoğan'dan destek: Tarihi bir fırsat olarak görülmeli Haber

Bahçeli'nin Öcalan çıkışına Erdoğan'dan destek: Tarihi bir fırsat olarak görülmeli

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM'deki grup toplantısında gündemde yer alan konulara ilişkin açıklamalarda bulundu. MHP lideri Devlet Bahçeli'nin büyük yankı uyandıran İmralı çıkışıyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Erdoğan, "Buradan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye tüm MHP camiasına, grubum adına selam ve şükranlarımızı tekrar ifade ediyorum. Devlet Bey, tavır, konuşma, söylem ve siyasetiyle, cesur çıkışları ile daima tarihe not düşen, tarihe istikamet çizen bir lider. Milliyetçiliğin ne olduğunu en açık, en sarih, en çarpıcı şekilde izah etmiştir. Son çağrılarını bu çerçevede okuyanlar tarihi fırsat penceresini görmekte ve heyecanlanmaktadır" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle; "Aziz milletim, değerli vekiller, kıymetli misafirler, sizleri en kalbi duygularımla selamlıyorum. Sizlerin vasıtası ile ekranları başında bizleri takip eden vatandaşlarıma selamlarımı gönderiyorum. Şu karşılıksız sevdanız için hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Rabbim muhabbetimizi, yol ve dava arkadaşlığımızı daim eylesin. Dün Cumhuriyetimizin 101. yıl dönümüydü, coşku ile kutladık. Bayram sevincimizi paylaşan herkese buradan teşekkürlerimi iletiyorum. Tüm şehitlerimizi, yiğit gazilerimizi bir kez daha rahmetle, minnetle yad ediyorum. Geçen hafta cumhuriyetimizin en önemli kazanımlarından olan TUSAŞ'a yönelik alçakça saldırı oldu. Bu saldırıda şehit olan kardeşlerimize de Allah'tan rahmet diliyorum. Dün TUSAŞ'ı ziyaret ettik, çalışanlarla kucaklaşıp taziye ve geçmiş oldun dileklerimizi ilettik. T625 GÖKBEY'in ilkini törenle Jandarma'ya teslim ettik. Yıl sonu gelmeden 2 adet GÖKBEY daha jandarmaya teslim edilecek. Önümüzdeki 20 adet GÖKBEY daha farklı kurumlara teslim edilecek. TUSAŞ çalışanlarımızı her zamankinden daha azimli gördüm. Özgüvenleri fevkalade yüksekti, gözlerinde adanmışlık duygusu vardı. Hainlere rağmen daha fazla çalışarak şehit arkadaşlarının ruhlarını şad edeceklerine inanıyorum. Çatısı altında bulunduğumuz bu aziz Meclis 23 Nisan 1920'de Ankara'da faaliyetlerine başlamış, Kurtuluş Savaşımızı sevk ve idare etmiş, 29 Ekim 1923'te de Cumhuriyetimizi ilan etmiştir. Cumhuriyet, TBMM çatısı altında milletimizin temsilcilerinin onayıyla vücut bulmuştur. "BU CUMHURİYET KÜRT'ÜN DE CUMHURİYETİ" Cumhuriyet belli bir şahsın, zümrenin, kitlenin, mezhebin, etnik kökenin cumhuriyeti değildir. Bu Cumhuriyet zenginin olduğu kadar yoksulun da Cumhuriyeti'dir. Ne kadar batılının, güneylinin cumhuriyetiyse o kadar da kuzeylinin, doğulunun Cumhuriyeti'dir. Sağın da solun da Cumhuriyeti'dir. Hayat tarzı ne olursa olsun kendisini bu topraklara ait hisseden herkesin Cumhuriyeti'dir. Türk'ün olduğu kadar Kürt'ün de Cumhuriyeti'dir. Bu Cumhuriyet, 'Ben Türkiye Cumhuriyeti'nin onurlu vatandaşıyım' diyen vatan topraklarında yaşayan herkesin Cumhuriyeti'dir. Bu Cumhuriyet hepimizin eseridir. Bu Cumhuriyet 85 milyonun tamamının Cumhuriyeti'dir. Geçtiğimiz 1 asır boyunca yaşadığımız sorunlar, Cumhuriyet'ten değil, ona ihanet edenlerden kaynaklanmıştır. Cumhuriyet fikrinin arkasına saklanarak ayrımcılık yaptılar, zulmettiler, ötekileştirdiler. Bu ülkenin huzuruna, birliğine, dirliğine, kardeşliğine en büyük zararı verdiler. Aziz milletimiz her şeyin farkında. Milletimiz tüm olumsuzluklara rağmen hem Cumhuriyet fikrine, hem de TBMM'ye sımsıkı sahip çıkmış, korumuş, kollamıştır. "BİR ASIRDIR, KAN, GÖZYAŞI, SAVAŞ DİNMİYOR" Sevr'de bize harita dayatarak 'Sizin ülkeniz burası olacak' dediler, 'Hayır' dedik. 'Sınırlarımızı kendimiz belirleriz' dedik. Köklü devlet tecrübemizle, toprağımız için savaşarak, can vererek bağımsız vatanımızı inşa ettik. Yakın coğrafyamızdaki bazı ülkeler aynı başarıyı gösteremediler. Bu coğrafyada bir asırdır kan, gözyaşı, savaş dinmiyor. Osmanlı Devleti'nin mirasçısı olarak Türkiye Cumhuriyeti de bu kaostan etkileniyor. Coğrafyamızdaki kaosa bakanlar korkmuşlar, ürkmüşler ve Cumhuriyetimize ürkek bir kuş muamelesi yapmışlardır. Bu milletin her bir ferdi şunu çok iyi bilmeli; Türkiye Cumhuriyeti Devleti sıradan bir devlet değildir. Biz 29 Ekim 1923'te ilk defa tarih sahnesine çıkmış değil, sahneye yeniden çıkmış bir milletiz. Kuşkusuz 29 Ekim çok önemlidir. Tarihin kritik bir dönüm noktasıdır. Bu aziz millet yüzyıllardır, bin yıllardır hem tarih sahnesinde var olan, tarih yazan, tarih yapan bir millettir. Bu Cumhuriyet korkmaz. Biz İstiklal Marşı bile 'Korkma' diye başlayan bir milletiz. Bizim Cumhuriyetimizin mayası kardeşliktir. Onu ilelebet ayakta tutacak olan da içinde bulunduğumuz kardeşliğimizdir. Savaştan çıkmış bir ülke bugün dünyanın 11'inci ekonomisidir. Ülkemizin her köşesini imar ettik. Üniversitelerle, okullarla, hastanelerle, yollarla, tünellerle donattık. İddialarımızı, ideallerimizi muhafaza ettik. Tek başına savunma sanayinde elde ettiğimiz mesafe bile ülkemizin nereden nereye geldiğinin göstergesidir. 23 yıl önce biz yüzde 20'deydik, şimdi yüzde 80. Terör bütün her türlü gayretleriyle saldırmasına rağmen yüzde 80'i yakaladık ve çok değişik alanlarda savunma sanayinde ayağa kalkıyoruz. Belli dönemlerde Cumhuriyet'in öz evlatları ayrımcılığa maruz kaldılar, görmezden gelindiler, ötelendiler. AK Partimizi 23 yıl evvel kurarken en büyük hedefimiz devlet ile milleti kucaklaştırmak, Cumhur ile Cumhuriyeti buluşturmaktı. Bu ülkede dindarlara ikinci sınıf muamelesi yapılıyordu, üzerine gittik. Ayrımcılığa son verdik. Yoksulun sesi çıkmıyordu, nefesi olduk. Alevi kardeşlerimizin sorunlarını çözmek için samimi adımlar attık. Gayrimüslimlerin sorunları vardı, cesur adımlar attık. Önümüze çok engeller çıkardılar, darbe girişimlerinde bulundular. Acılardan nemalananlar her türlü yol, yöntemi kullanarak sorunları istismar ettiler. Biz yılmadık, yıkılmadık, durmadık ve kardeşliği büyütmekten asla vazgeçmedik. Göreve geldiğimizde ülkemizin tamamıyla birlikte doğu, güneydoğu illerimizde ciddi bir ihmalkarlık söz konusuydu. Doğu, güneydoğu illerimize altyapısıyla, üstyapısıyla tarihin en büyük yatırımlarını biz yaptık. Terörü ve ürediği bataklığı kurutacağız, kardeşliği büyüteceğiz dedik. Aynı istikamette yürüyoruz. Türk ile Kürt'ün kardeşliğini büyütmek için ne gerekiyorsa yaptık, tecrübe ettik. Ancak karşımıza duvar, ihanet, alçaklık çıktı. Sorundan beslenenler engel oldular. Şiddetten, terörden nemalananlar sona ermesi istemediler. Çok ihanet gördük, hatta sırtımızdan hançerlendik. Ancak umudumuzu kaybetmedik. Samimiyetimizi yitirmedik, kardeşlik hukukundan asla ayrılmadık. Bu bir dönemin, bir kesimin değil; topyekun insanların hayatını etkileyecek bir meseledir. Rabbim ömür ve fırsat verirse bu meseleyi ülke gündeminden çıkararak, 40 yıllık siyasi hayatımızı taçlandırmak niyetindeyiz. Türkiye bugün düne göre çok farklı bir yerde. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle, devlet içindeki, devlet kurumları arasındaki koordinasyonu güçlendirdik. Ordumuza, emniyetimize sızmış olan hain FETÖ terör örgütünü temizledik, temizliyoruz. Tüm vesayetleri kaldırdık. Savunma sanayimizdeki atılımlarla terörle mücadelede çok büyük ilerleme kaydettik. "DEVLET BEY TARİHE İSTİKAMET ÇİZEN BİR LİDER" 15 Temmuz darbe girişimi sonrası Cumhur İttifakı'nı kurarak hem devletimizin gücüne güç kattık hem de milletimize özgüven kazandırdık. Buradan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye tüm MHP camiasına, grubum adına selam ve şükranlarımızı tekrar ifade ediyorum. Devlet Bey, tavır, konuşma, söylem ve siyasetiyle, cesur çıkışları ile daima tarihe not düşen, tarihe istikamet çizen bir lider. Milliyetçiliğin ne olduğunu en açık, en sarih, en çarpıcı şekilde izah etmiştir. Son çağrılarını bu çerçevede okuyanlar tarihi fırsat penceresini görmekte ve heyecanlanmaktadır. Ortak çıkarlar yerine şahsi gündemleri peşinde olanlar tutarsızlık ve boş laf bataklığında çırpınıyor. Bizim muhatabımız milletimizdir. Milletimizin de Türkiye'nin terör kamburundan kurtulması, dünyada ve bölgesinde yaşanan istikrarsızlıklardan uzak kalması noktasında gereken adımların atılması yaklaşımımızı desteklediklerini biliyoruz. Bizim Irak ve Suriye'nin kuzeyindeki bölücü terör örgütüne, Kandil'deki terör baronlarına hiçbir çağrımız yoktur, olamaz. Israrla bizimle muhatap olma gayretleri, kendilerini patronlarına ispat etme çabasından başka bir şey değildir. TUSAŞ'a yapılan saldırı göstermiştir ki teröristin anlayacağı tek dil terörle tavizsiz mücadeledir. Terörle mücadelemizi kararlılıkla sürdürecek, tehdit nereden geliyorsa mutlaka kökünü kazıyacağız. "SAYIN ÖZEL'İ TEBRİK EDİYORUM" Türkiye'nin terörü destekleyen, arka çıkan, terörün sözcülüğünü yapan oluşumlara taviz vermesi, bunlara göz yumması mümkün değildir. Terörle siyaset, şiddet ile demokrasi yan yana gelmez. Bir koltukta terör diğerinde sivil siyaset taşınmaz. Hukuk ve demokrasi içine girmeyen karşılığını alır. CHP Genel Başkanı Sayın Özgür Özel'e de takdirlerimi iletiyorum. AK Parti olarak, kurulduğumuz andan itibaren söylediğimzi 'Devlet herkesin devleti olmalı, herkesi eşit kucaklamalı'. Siyasetimizi 23 yıllık bir gecikmeden sonra olsa da kardeşliğe katkı sağladığı için Sayın Özel'i tebrik ediyorum. CHP'nin Sayın Özel'in Genel Başkanlığı'nda doğru yerde duracğaına, kardeşliğin safında yer alacağına inanmak istiyorum. ESENYURT BELEDİYE BAŞKANI'NIN GÖZALTINA ALINMASI Hukuksuzluğun olduğu yerde adalet olmaz, hukuksuzluğun olduğu yerde adil yönetim olmaz. Bunları öğrenmeye mecbursun. Terör örgütü mensupları Esenyurt'u kasıp kavururken bundan rahatsız olmayacaksın. Mevcut yönetime destek vereceksin. Attığımız adımlardan geri durmayacağız. Sayın Özel, benim Kürt kardeşim bölücü terör örgütü üzerinden sahnelenen oyunu görmektedir. "BAHÇELİ, MHP'NİN TÜM VÜCUDUNU TAŞIN ALTINA KOYMASIYLA..." Sayın Devlet Bahçeli'nin, MHP'nin tüm vücudunu taşın altına koymasıyla fırsat penceresi açıldı. Siyaset kurumu tarafından çok iyi değerlendirilmeli. 85 milyon olarak aşımız bir, ekmeğimiz bir, kıblemiz bir, vatanımız, toprağımız bir. Marşımız bir. Devletimiz bir. Mazimiz bir. Sevgili Kürt kardeşim, senden bu eli sımsıkı tutmanı bekliyorum. İsrail'in aparatlığını, emperyalistlerin uşaklığını aradan çekip çıkarmanı istiyorum. Sevgili Kürt kardeşim, imanına, vatanına, toprağına, ezanına, kardeşlik hukukuna sahip çıkmanı istiyorum, Gel, Türkiye Yüzyılı'nı birlikte inşa edelim diyoruz. Gel, cumhuriyeti birlikte esenlik yurdu yapalım diyoruz. Yumruklarını sıkanları aradan çıkartalım diyorum. Gel, terörü meşrulaştıranların, sırtını dağa verenlerin altındaki zemini boşaltalım diyorum."

Siyaset sahnesi kızışıyor !. Haber

Siyaset sahnesi kızışıyor !.

Erdoğan: "BAY BAY KEMAL"  Cumhurbaşkanı Erdoğan Ak Parti Grup Toplantısında, kendisinin kullandığı ve Kılıçdaroğlu tarafından da kullanılan "Bay Kemal" hitabını "Bay Bay Kemal" olarak güncelledi.  "CHP'nin başındaki zata zaman zaman istihza ile yerli ve milli vasıflara sahip olmadığına işaretle 'Bay Kemal' diye hitap ediyoruz. Bu zat, cumhurbaşkanı adaylığına niyetlenince kendine akıllı uslu bir sıfat aramak yerine, sonundaki ünlemi anlamadan 'Bay Kemal' ifadesini sloganı haline getirmiş. Biz muhatabımızı tanıyoruz. Adaylığını zor yetiştirecek. Slogandı, programdı, vizyondu... Onları hiç yetiştiremez. Memleketin her işi gibi muhalefetin adayının sloganını bulmak da bize kaldı. Madem 'Bay Kemal' bu ifadeyi o kadar sevdi, öyleyse kendisine bundan sonra kullanabileceği yeni sloganını da vereyim: Bay bay Kemal. Alsın, tepe tepe kullansın. Telifini de istemeyiz. Bizden yana helali hoş olsun."  Kılıçdaroğlu: "BEN KEMAL GELİYORUM"  Kılıçdaroğlu, Yeşilçam filminde Cüneyt Arkın'ın canlandırdığı "Kemal" karekteri ile özdeşlik kurarak yaptığı "Ben Kemal. Geliyorum" söylemi ile siyasetin gündemini oluşturdu.  CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, "Seçimin ertesi gününde onların telefonları acı acı çalacak, açtıkları telefonların ucunda bir ses duyacaklar, 'Ben Kemal, geliyorum' "ifadelerini kullandı. Kılıçdaroğlu'nun bu söylemi Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olacağı şeklinde yorumlandı.  Akşener: "GERİ SAYIM BAŞLADI"  İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin TBMM'deki grup toplantısına katıldı. Geri sayımın başladığını ve iktidarın değişeceğini dile getiren İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener:  "Bu mücadele; Batılın karşısında, hakkın mücadelesidir. Bu mücadele, haramın karşısında, helalin mücadelesidir. Bu mücadele, zulmün karşısında, istiklalin mücadelesidir. Bu mücadele, istibdadın karşısında, hürriyetin mücadelesidir! Ve bu kutlu mücadele hiçbir kaprise, hiçbir inada kurban edilemez! Hiçbir şahsi hırsa, hiçbir koltuk hesabına feda edilemez! Milletin iradesi dışında, hiçbir iradeye boyun eğmez! Biz, Millet İttifakı’nı, ferasetle, feragatle, fedakarlıkla kurduk. İstibdat zincirlerini kırmak, umudu yaşatmak için kurduk. Türkiye’ye, hak ettiği istikbali sunmak için kurduk. Kimse merak etmesin. Kazanana kadar da buradayız. Hiçbir yere gitmiyoruz! Sandık ufukta gözüktü. Geri sayım başladı." Bahçeli: "ALAYINIZI ÇILGINA DÖNDÜRECEĞİZ"  MHP Grup toplantısında gündeme ilişkin konuşan Bahçeli, Erdoğan'ın adaylığından, istifa eden partililere, anketlerden, seçimlere kadar birçok konuya değindi:  "Sayın Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı adaylığı bal gibi buz gibi anayasaya uygundur, ahlaken ve hukuken de meşrudur. Bıyığını kesmiş ayrılanlar varmış. Hiç olmayanların yokluğundan şikayet edecek değiliz. İşimize, önümüze bakıyoruz, yolumuza devam ediyoruz. Damarımıza basanlarla, kurumsal kimliğimize saldıranlarla hesaplaşacağız. Kiralık anket şirketleri; Amasya’ya baktınız mı? Henüz yeni başlıyoruz, alayınızı birden çılgına döndüreceğiz. 14 Mayıs 2023 tarihine kadar konuşacaklarını konuşsunlar, sonra sıra Türk milletine gelecektir."

Uysal ve Özdağ atışması sürüyor Haber

Uysal ve Özdağ atışması sürüyor

Twitter'da birbirine giren Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal ile Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ'ın birbirleri için kullandıkları sözler sosyal medyada gündem oldu.  Sivri dilli lider Özdağ, Uysal için şu ifadeleri kullanmıştı;  “Sizi ‘Tarikat ve cemaatleri devletten çıkaracağız’ demekten alıkoyan nedir? Saidi Nursi denilen adamın müritlerinden biri olan ortağınız Demokrat Parti Başkanı Gültekin Uysal mı? Türkçe Olimpiyatları’nda boy gösterip cemaatlerin devlete el koymasına göz yuman, işbirliği yapan diğer ortaklarınız Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu mu? Çıkın Türkiye'yi ne kadar sevdiğinizi açıklayın.” Uysal çok sert cevap verdi, ardından paylaşımı sildi  “Çocukluğunda tecavüze uğramış çocuk psikolojisi ile bir ömür boyu alnından, aklından ve ruhundan silemeyeceğin ‘bir darbecinin çocuğu olma’ travması ve insiyakla zaman zaman Demokrat Parti ve şahsıma iftiralar atıyorsun. Şimdi sana anladığın dille cevap veriyorum; şerefli insanlar iftira atmaz! Yoklukla malul iftiranı sana yedireceğim.” Demokrat Parti'yi TBMM'de tek başına temsil eden Demokrat Parti Ordu Milletvekili Cemal Enginyurt da tartışmaya dahil oldu. Enginyurt;  “DP Genel Başkanı Sayın Gültekin Uysal için Saidi Nursi’nin müridi diyen, kimin müridi olduğu belli olmayan Ümit Özdağ, Gültekin Uysal adamlığının zekatını verse sana 40 yıl yeter. Erdoğan’a ve Bahçeliye gelince kuzu gibisin. Millet İttifakı’na serçelik yapıyorsun. Yazıklar olsun.” Yeni tweet atan Gültekin Uysal, özür dileyerek şu ifadeleri kullandı: “Hakaret, tahrik ve iftirayı meslek edinmiş, neye ve kime hizmet ettiği malum Ümit Özdağ tarafından zaman zaman Demokrat Parti ve şahsıma kasıtlı saldırılarına karşı kastımı aşan çok yanlış bir örnek üzerinden cevap verdiğimden kamuoyuna üzgün olduğumu ve özrümü beyan ediyorum.”

Gürer: “Eczanelerde ilaç sorunu yaşanıyor” Haber

Gürer: “Eczanelerde ilaç sorunu yaşanıyor”

İlaca ulaşımın neden olduğu sorunların ortadan kaldırılması gerektiğini belirten Ömer Fethi Gürer, böyle giderse sağlıkça şiddetin, eczacıya şiddete dönüşmesinden endişe edildiğini aktardı.    Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Ulukışla ilçesinde bir eczanede, son zamanlarda ülke genelinde yaşanan ilaç sıkıntısının nedenleri üzerine değerlendirmede bulundu.  CHP Milletvekili Gürer’e sorunun kaynağıyla ilgili bilgi aktaran Eczacı Mehmet Berkant Özkaynak, son zamanlarda özellikle çocuk antibiyotikleri ve bazı kronik rahatsızlıklarla ilgili ilaçlara erişimde sorun yaşandığını anlattı.  "VATANDAŞLA KARŞI KARYIŞA KALIYORUZ" İlaçla ilgili hammaddenin tükendiği ya da özellikle çocuk antibiyotiklerinin yurtdışına verildiği yönünde söylentilerin olduğuna değinen Eczacı Mehmet Berkan Özkaynak, “Zaman zaman ilaç olmadığı için vatandaşla karşı karşıya kalabiliyoruz. Bazen muadil ilaçlar konusunda hekimleri arayıp yeniden reçete düzenlemesi yapmasını talep edebiliyoruz. Duruma göre hekimler anlayış gösterebiliyor ama bazı hekimler de muadil de olsa farklı bir ilaç verilmesinden yana olmuyor. Bu durumda hekimlerle de karşı karşıya kalabiliyoruz” dedi. "NİĞDE’DEN ULUKIŞLA’YA GELİP İLAÇ İSTEYEN VAR" Geçtiğimiz hafta sonu nöbetçi iken Niğde’den 3 hastanın Ulukışla’ya gelerek ilaç aldığını söyleyen Özkaynak, “Niğde’de bulamadığı için vatandaş 60 kilometre uzaklıktaki Ulukışla’ya gelip ilaç alıyor. Burada tam ilaçlarını karşılayamadık ama yine de vatandaş Niğde’den buraya kadar geliyor. Talep ettiğimiz 1’er 2’şer kutu ilaç geliyor ama bizim haftalık ilaç çıkışımız 50 kutu oluyor” diye konuştu. "27 YILLIK EZCACIYIM, BU DURUMA GELECEĞİMİZİ SÖYLESELER İMANMAZDIM" 27 yıldır eczacılık yaptığını söyleyen Mehmet Berkant Özkaynak böyle bir dönemi hiç yaşamadıklarını belirterek “Zaman zaman spesifik kronik rahatsızlıklarla ilgili ilaç yokluğu yaşanmış olabilir ama böyle bir dönem hiç olmadı. Geçtiğimiz yıl Eylül ya da Ağustos ayında bana deselerdi ki ‘Şu ilaçlar artık olmayacak. Size haftada 1’er 2’er kutu verilecek’ deseler inanmazdım. Ama ne yazık ki raflar boşaldı” dedi. "SORUNUN KAYNAĞI İLAÇ FİYAT KARARNANESİ Mİ?" Niğde merkezde eczacılık yapan Turgay Yıldız ise sorunun ülke genelinde yaşandığına dikkat çekerek, “Firmalar ilaç göndermiyor ya da üretmiyor. Bulunamayan ilaçlar arasında ithal olanlar da var yerli olanlar da var. Temel sorun, ülkemizdeki İlaç Fiyat Kararnamesi’dir. İlaç fiyatlarında Avro kuru üzerinden yılda bir kez değişiklik yapılıyor. Avro şu anda 20 liraya dayandı. Ama ilaç fiyatlandırmasındaki kur oranı 10 liraya denk geliyor. Dolayısıyla üretici de haklı olarak maliyetler döviz üzerinden olduğu için 20 lira olması gereken ürünü 10 liraya satmak istemiyor. Yakın zamanda yüzde 40’e yakın zam olmasına rağmen bir önceki aya göre ilaç sıkıntısı daha büyük bir noktaya geldi” şeklinde konuştu.  SAĞLIK BAKANLIĞINA ÇAĞRI  CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer ise özellikle nöbetçi olan eczacıların zaman zaman ilaç yokluğu nedeniyle vatandaşlarla karşı karşıya gelmesinin, ilerleyen zamanlarda daha da büyük sorunlara yol açma ihtimalinin bulunduğuna işaret ederek, “Sağlık Bakanlığına buradan çağrıda bulunuyorum. Sağlıkta şiddet, eczacıya şiddete dönüşmeden sorunun çözümüne yönelik girişimlerde bulunulmalı” diye konuştu. "VATANDAŞ BİZE SORUYOR"  Niğde ve ilçelerinde ilaç sorunun hat safhaya ulaştığını yineleyen Ömer Fethi Gürer, “Vatandaş bize soruyor, ilaçlar neden yok diyor, bize kim sahip çıkacak diyor. Fiyat artışına rağmen bazı ilaçların bulunmuyor olması büyük bir sorun. Bu sorunu ortadan kaldıracak önlemler mutlaka alınmalı. Biz Ankara’dan değil, alana inerek sorunu yerinde tespit ediyoruz” ifadelerini kullandı.

Orman alanları azalıyor !.. Haber

Orman alanları azalıyor !..

Gürer: “Orman alanları artmıyor, azalıyor” Meclis Genel Kurulu’nda, Önergesi üzerinde bir konuşma yapan CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, orman varlığının ülkemizin geleceği açısından ne kadar önemli olduğuna değinerek, Kâğıt üzerinde "Orman varlığını artırdık." diye kamuoyuna çıkmak yerine, bu konuda gerçeklerin görülüp, bu gerçekler üzerinden değerlendirmeler yapılarak önlemlerin alınması gerektiğini anlattı. Tarım ve Orman Bakanlığının; ‘ülkemizde yeşil alanların azalmasını bir iddia olarak değerlendirip gerçekte orman varlıklarının arttığını ileri sürdüğünü aktaran Ömer Fethi Gürer, bu iddialarda ilgili yaptığı araştırmanın sonuçlarını paylaştı.  CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Tarım ve Orman Bakanının; "Son yirmi yılda orman alanlarımızı 2 milyon 300 bin hektar artırdık. Son yirmi yılda dünyada orman varlığı azalırken ülkemiz orman varlığını artıran nadir ülkelerden biri oldu. 1972'de 20 milyon 200 bin hektar olan orman alanımızı 2021 yılında 23 milyon 100 bin hektara çıkardık." Şeklindeki açıklamasına dikkat çekerek, “ uzmanlarına gittim, Bakanlığın bu iddiasını araştırdım, kamuoyunun takdirine sunmak üzere yüce Mecliste araştırmasının yapılması için de bu teklifi buraya getirdim. Özünde, orman alanlarımızın 540 bin hektarı Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarları döneminde maden, otoyol, enerji amaçlı kullanımla tüketilmiş.” Dedi.Gürer pano ile Isparta Sütçüler'de 2009 yılında orman alanının görüntüsü  bugün erdiği nokta da, 2021 yılına geldiğimizde böyle olmuş.  Diye gösterip orman alanın maden alanı olarak yok edilişini gösterip “Orman alanları tüketilirken nasıl oluyor da orman varlığımız artıyor?” diye sordu. "50-100 YAŞINDAKİ AĞAÇLAR AKP DÖNEMİNDE Mİ DİKİLDİ" Unutulan orman alanlarının "orman alanı" olarak kayıtlara alındığını anlatan Ömer Fethi Gürer, “Örneğin, Kars Kağızman'da 2015 yılında 1 hektar olan orman alanı 2021 yılında 12 bin hektar olarak ortaya çıkıyor. Adalet ve Kalkınma Partisi döneminde buralara ağaç dikilmesi gerçekten güzel olurdu ama öyle değil; unutulanları ormanları bugünkü teknolojiyle saptıyorlar, burada buldukları orman varlığını "Biz ormanı artırdık." diye açıklıyorlar. Ağacın yaşını 50 ile 100 aralığında, uzmanlar bunu inceliyorlar, Kağızman'da 50-100 yaşındaki ağaçları orman varlığı içine katınca sanki kendileri orman alanını artırmış gibi kamuoyuyla paylaşıyorlar” ifadelerini kullandı. "RUMUZ DEĞİŞTİREREK ORMAN ALANLARININ ARTTIĞINI İDDİA EDİYORLAR" Orman alanlarının azalmasına rağmen, nasıl artıyormuş gibi gösterildiğini örneklerle açıklayan CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Güdül İşletme Orman Şefliği plan ünitesinin tablosunda 1996 yılında ormanlık alanların toplamı 11.630 hektar görülüyor, orman toprağı ise 13.498 hektar. 2006 yılından sonra yapılan amenajman planında bunun tamamı orman alanı olarak gösteriliyor yani bozuk orman sahası. Burada daha iyi anlaşılsın diye gösteriyorum, diyerek panolarla bu anlamda değişimi gösterdi ve “Beypazarı Orman İşletmesi Güdül Orman Şefliğindeki alanının, buraları bozuk orman alanı olduğu için kayıt dışı ama ne yapılıyor? Burada daha net görünen bu bozuk orman alanlarını, orman alanı içinde gösterip orman alanının arttığını ifade ediliyor. Burada yapılan da şu: Ellerinde var olan mevcuttaki alanlarda rumuzlarla ifade edilen yerler var. Örneğin, "taşlık, ziraat" gibi rumuzla ifade edilen yerin arkasından "bozuk sarıçam, bozuk çam ya da orman toprağı" ifadeleri var. Rumuzun yerini değiştirmişler, buraları orman alanı içine saymışlar yani normalde orman sahası içinde, ormanlık olmayan alanları rumuz değişikliğiyle orman alanı sayıyorlar, böylece Türkiye'de ormanı artmış gibi gösteriyorlar. İşin özü burada da görüldüğü gibi var olanı bir hokus pokusla değiştirip orman varlığının arttığını söylüyorlar; bu, doğru bir şey değil” ifadelerini kullandı. "ORMANLAR GERÇEKTEN ARTTI MI AZALDI MI?" Bu iddialar üzerine Bir Meclis  Araştırması açılmasını isteyen Gürer, “Ormanlar gerçekten arttı mı, azaldı mı; orman alanlarının ne kadarı maden sahası oldu; bunun bütününe bir bakalım. Çünkü bu; varlığımız, geleceğimiz, çocuklarımızın da, ülkemizin de bu değeri nasıl tüketilmiş; bunu bir görelim. Kâğıt üzerinde "Orman varlığını artırdık." diye kamuoyuna çıkmak yerine, gerçekleri konuşalım. Bu konuda Türkiye'nin yetiştirdiği çok değerli orman mühendisleri var, uzmanlar var. Onun için bu Meclis araştırmasına tüm partilerin destek vermesini ve bu konunun irdelenmesini talep ediyorum” ifadelerini kullandı. Araştırma teklifi TBMM'de yapılan oylamada reddedildi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.