Gürer: Ne yediğimizi ne içtiğimizi bilmiyoruz!..

CHP Niğde Milletvekili ve Tarım Orman Köyişleri Komisyon Üyesi Ömer Fethi Gürer TBMM’de yaptığı konuşmada tarım ve gıda  sorunlarına değindi. “Ne yediğimizi ne içtiğimizi bilmiyoruz” dedi.

Haber Giriş Tarihi: 29.11.2024 13:02
Haber Güncellenme Tarihi: 29.11.2024 13:02
https://www.medyahabersitesi.com

CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer”tarım sorunlu; çiftçi, üretici, besici dertli, ürettiğinden para kazanamıyor; vatandaş pahalı ürün alıyor ama gıdada da sorunlar her geçen gün artıyor çünkü ne yediğimizi, ne içtiğimizi bilmiyoruz. Özellikle tarımda eğitimin yetersizliği nedeniyle fazla ilaç kullanımı, yanlış su tüketimi, sahte gübrenin dahi alanda olması problemleri de artırıyor. Yurt dışına gönderilen ürünlerin bir bölümü iade edildiğinde yaşanan sorunlar çıplak biçimde gözler önüne seriliyor. Tarım zehrinin fazla olması ya da domates güvesi veya Akdeniz sineği gibi zararlıların yurt dışına giden ürünlerde bulunması iadeyi gerektiriyor. Peki, yurt içinde bu ürünler dağıtım yapılıp tüketilirken laboratuvarlarda falan kontrolü var mı? Yok. Öyle olunca, tarım zehirleriyle ilgili olumsuzlukları biz bünyeye alıyoruz ve burada da hastalıklar artıyor, hastane kapılarında insanlarımız çare arıyor. “ dedi

DÜNYA ORTALAMASI ÜZERİNDE TARIM ZEHİRİ KULLANILIYOR

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, tarım zehiri kullanımda dünya ortalaması üzerinde zehir kullanıldığına dikkat çekti. Gürer, “Dünyada tarım zehiri  dekara 18 kilo kullanılırken ülkemizde 27 kilo kullanılıyor. Bunun yanında tarım zararlılarına her geçen gün yenileri ekleniyor. Fındıkta kokarca, narenciyede Akdeniz sineği veya pamukta beyaz sinek, tarla faresi, bunun gibi zararlıların artışı da üretimi riskli kılıyor. Bakınız, bu işin en büyük sorunu Tarım ve Orman Bakanlığının hantal, denetleyemeyen, liyakata dayalı olmayan yapısının varlığı. Biz bu denetimleri yeniden belediyeler üzerinden laboratuvar yoluyla kontrol ederek sürdürmezsek eğer sıkıntılar artacak. Taklit, tağşişle ilgili Bakanlık açıklama yapmaya başladığından bu yana "Ne yiyormuşuz?" sorusunu soruyoruz ama tarım zehirlerinin rafta satışıyla ilgili bir kontrol olmadığı için yurt dışına gidip iade edilen ürünü biz tüketiyoruz. Bu işin Meclis eliyle araştırılması ihtiyaç. İşini doğru yapan, dürüst yapan, emek verenlerin dışında bu yolla verim artışı sağlayarak daha çok kazanmayı düşünen, işini doğru yapmayanların varlığı da bir gerçek. Bunları da ayrıştırmamız lazım. Onun için, yediğimizin ve  içtiğimizin genel değerlendirmesini yalnızca bir bakanlık üzerinden değil, belediyeler üzerinden de sağlayacak laboratuvarların açılmasına yol vermeliyiz. Sistemin yeniden denetlenebilir bir noktaya taşınmasında yarar var. Bakın, tarım zehri suyumuzu, doğamızı, ürünümüzü, sağlığımızı doğrudan etkiliyor. Bunlarla ilgili problemler çözülmedikçe ülkede yaşayan her kişinin sağlığı risk altına giriyor. Onun için yapacağımız iş, bu süreci doğru yönetmek, bu araştırmalara ret oyu vermek yerine destek olmak ve Meclis olarak da bu sürecin bizim de denetim ve kontrolümüzde yürümesini sağlayacak dönüşümler yaratmak. Dediğim gibi, tarımın derdi çok ama üretici hem para veriyor hem de karşılığında zehir alıyorsa o daha vahim.” dedi.